|
SANDIKLIMIZ /
SANDIKLI'DA KÜLTÜR SANAT |
|
Bakır devrinden başlayarak Frigler ve Bizanslılar dönemine ait
elde mevcut sikke, toprak ve tunçtan yapılmış çanaklar,
çömlekler, çok çeşitli kadın süs eşyaları v.s ile, mermer
sütunlar, Kibele (Bereket Tanrısı), Augustos’un mermer heykeli,
yaşanan dönemlerin tarihte bilinen medeniyet izlerini günümüze
yansıtmaktadır.
Sandıklı, Selçukluların Anadolu’ya ayak basması ile, Anadolu
Türk Kültürünü yaşamaya başlamıştır.
YUNUS EMRE: Döneminin ünlü Türk Mutasavvıfı ve halk
ozanı olan Yunus Emre'nin, bilahare Sandıklı’nın bir mahallesi
haline getirilen Yunus Emre Mahallesinde (Çay Köy), iki ayrı
yönden gelen daha sonra birleşerek vadi boyunca akıp Menderes
nehrine ulaşan Sel Çayı ve Çanlı Dere olarak anılan iki çayın
birleştiği yerde hocası Taptuk Emre ile birlikte yaşamış olduğu
bilinmektedir. Halen bu çayın bir tarafında Yunus Emre’nin
diğer tarafında da Taptuk Emre’nin kabirleri bulunmaktadır.
Yunus Emre ile aynı yıllarda Horasan’dan Anadolu’ya gelen
Yalıncak Sultan ile Nurettin Sultan da Sandıklı’ya
yerleşmişlerdir. Bu gün halen ziyaret edilmekte olan türbeleri
ilk halleriyle ayakta durmaktadır.
Bu dönemde, Sandıklı’da Hacım Sultan ve Taptuk Emre dergahları
ile eğitim ve öğretim kurumları olarak da, Havai Medresesi,
Hadim Medresesi, Sülükzade Medresesi, Carancı Medresesi ve Geçi
Camii Şerifi Medresesi meşhurdur.
CARANCININ MEDRESESİ: Muradin külliyesine yakın yerde ve
çay kenarında iken yıkılmış ve yerine bina yapılmıştır. Yakın
zamana kadar korunabilen çeşmesi de inşaatlar nedeniyle tamamen
kaybolmuştur.
ÇAY MEKTEBİ: Şimdiki Sandıklı Ticaret Odasının bulunduğu
yerdeki mekteptir. Bilahare bu mektep yıkılıp yerine dispanser
yapılmış, dispanser yandıktan sonra da yerine şimdiki Sandıklı
Ticaret Odası inşa edilmiştir.
HOCAZADE (HAVAİ) MEDRESESİ: Havai Camii sınırları
içerisindeki iki katlı ahşap evin bulunduğu yer, medresenin
bulunduğu yerdir. Medrese önünde bulunan çeşme halen ayaktadır.
Havai Camii önündeki mezarlık ise Sandıklı’nın ilk mezar
kalıntılarıdır.
SÜLEK HOCA (SÜLÜKZADE) MEDRESESİ: Yeri, Kaymakamlık
Lojmanı olarak kullanılan evin bulunduğu yerdir. Medresenin
çevresi çok büyük bir mezarlıktır. Bu mezarlığın bir kısmına
Kaymakamlık Lojmanı yapılmıştır.
|
AHMEDİ FASİHİN MEDRESESİ: Yeri, Otel Tuğrul binasının
bulunduğu yerdir.
EMİN EFENDİNİN MEDRESESİ: Yeri, şimdiki Belediye İtfaiye
Teşkilatının bulunduğu yerdir. Daha önce bu yer, yine Belediye
tarafından medrese yıkılarak Elektrik Santralı (Dinamo) olarak
kullanılmıştır. Bu medresenin hocası keramet sahibi de olan
zamanın en büyük bilginlerinden Emin Efendidir.
İLHAMİ KIZ MEKTEBİ: Cezayir Camiinin alt tarafında adı
ile anılan dar bir sokak üzerindedir. İki katlı ve bahçeli olan
ve 1940 yılında şahıs eline geçtiği için halen ev olarak
kullanılan bu mektepte sadece kız öğrenciler eğitim ve öğretim
görmüştür.
HACIM SULTAN TEKKESİ: Yeri, Ali Çetinkaya İlk Öğretim
Okulunun bulunduğu yerdir. Tekke 1932 yılında yıkılarak yerine
bu okul yapılmıştır.
KUBBELİ CAMİ KABULİ BABA: Yeri, Kubbeli Camiinin arka
sağ penceresinin olduğu yerdir. Burada yatan kişi, Sandıklı’nın
fethi sırasında şehit olan Kara Halil’in ordusundan ilk islam
şehidi Kabuli Baba’dır.
BEYAZID-I BESTAMİ YATIRI: Yeri, Kubbeli Camiinin
yakınında bulunan fırının bitişiğindedir. Burada yatan kişinin
Beyazıd-ı Bestami olduğu söylenir.
KIRKLAR TEKKESİ: Yeri, Hıdırlık Tepesi denilen yerdedir.
Dilek dileme, adak yeri olarak ziyaret edilir. Yatan kişi ile
ilgili kesin bir bilgi temin edilememiştir.
YALINCAK YATIRI: Yeri, Belediye İtfaiye Teşkilatının
bulunduğu yerdedir. Burada Horasan’dan Anadolu’ya gelen büyük
bir velinin yattığı söylenir. Türbe, ilk yapılış şeklini
korumuştur. Önündeki cadde bu isim ile yani Yalıncak Caddesi
olarak anılır.
OMAREŞE YATIRI: Yeri, Yalıncak Yatırından Topeşe Camiine
doğru gidildiğinde yolun sol tarafındadır. Çevresinde, burada
yatan zatın aile fertleri yatmaktadır. Yatanın bir veli olduğu
söylenmektedir.
MERYEM ANA YATIRI: Yeri, Hoca Fakih Camiine yakın bir
evin bahçesindedir. Bilinen ilk kadın yatırdır. Çok mütevazi
bir kadın olduğu söylenmektedir.
HALVALI DEDE: Yeri, Hisar Kalesinin arkasında Kızık
Kasabasına giden yol üzerindedir. Yatanın kim olduğu
bilinmemektedir.
ZIRINCIK DEDE: Yeri, Hisar Kalesinden Topeşe Camiine
doğru inen yolun sağ tarafındadır.
KUDÜM: Yeri, Sandıklı’ya su veren su deposunun üst
tarafındadır. Yatanın Anadolu’nun fethi sırasında şehit düşmüş
bir eren olduğu söylenmektedir.
BABA KUZUSU: Yeri, Kudüm’ün biraz ilerisinde üst
taraftadır. Yatanın, Anadolu’nun Türkleştirilmesi için gelen
binlerce veliden biridir. Bu yatırın bulunduğu yerde Kanuni
Sultan Süleyman’ın otağ kurduğu ve ordunun savaşa gider iken
Soğulmaz Harmanı denilen yerde konakladığı rivayet
edilmektedir.
ÇORHİSAR DEDE: Yeri, Hüdai Kaplıcaları ile Sandıklı’ya
bağlı Koçhisar Köyü arasında geniş bir harman yeri
içerisindedir. Burada yatanın, Şuhut İlçesine bağlı Mahmut
Köyündeki türbede yatan kişi ile kardeş olduğu söylenmektedir.
MÜRVET DEDE: Yeri, Belediye Parkının P.T.T. Müdürlüğüne
doğru olan kapısı üzerindedir. Yanında üç ayrı kabirin daha
olduğu ve tümünün, çeşitli istimlakler sırasında ortadan
kaldırıldığı söylenmektedir.
|
GÖKSU DEDE: Yeri, Sandıklı’ya bağlı Bekteş Köyü ile Dutağaç
Köyünü birbirine bağlayan ve Göksu Dede Çeşmesi adı ile anılan
çeşmenin yanındadır.
UYUŞAK DEDE: Yeri, Sandıklı’ya bağlı Karacaören Köyünün
girişindedir.
NURETTİN SULTAN TÜRBESİ: Yeri, Muradım Camii
avlusundadır. Leblebicilerin piri olduğu bilinmektedir. Türbe
ilk yapılıştaki halini korumuştur.
ŞEYH HAMZA TÜRBESİ: Yeri, Muradım Camii yanındaki
Nurettin Türbesi içerisindedir. Horasan erenlerinden olduğu ve
Yunus Emre’ye hayranlığından dolayı hakkında şiirler yazdığı
bir zattır. Musa Halife, Şemsettin Halife, Abdullah Halife de
aynı türbede medfundur.
TEKKE ODASI: Yeri, Hacı Osman Çeşmesinin ilerisinde
Sandıklı’ya bağlı Karacaören Köyü yolu üzerindedir. Ali El Rumi
diye de anılır. Bahçesinde mezarlıklar bulunmaktadır. Halen
mahalle sakinleri tarafından mescit oda olarak
kullanılmaktadır. Odada bulunan yatırın kime ait olduğu
bilinmemektedir.
KÜÇÜK HAMAM: Yeri, çay kenarı olarak bilinen yerde ve
Belediye Binasının arkasında Hamam Önü Camii yanındadır. Hamam
üzerinde bulunan ve bir kısmı kırılmış olan kitabede hamamın
Germiyanoğulları Çağı 1. Döneminde yapıldığı belirtilmektedir.
Bu hamam Germiyanoğullarında 18 yıl beylik yapan Umur beyin
yaptırdığı hamam değildir. Umur beyin yaptırdığı hamam yeri
ise, altı hamam üstü işhanı olacak şekilde yaptırılmakta olan
2. Belediye İşhanının yani eski Barbaros İlkokul Binasının
bulunduğu yerdir.
SANDIKLI KALESİ (HİSAR): Kitabesi, Çavuş Camii önündeki
Çavuş Çeşme üzerindeki kitabedir. Bu kitabede kalenin, Germiyan
Büyük Sultanı Çelebi Yüce Emir’in talimatlarıi ile Hicri 725
yılında (miladi 1324) yılında Mimar Çoban’a yaptırıldığı
belirtilmektedir. Kale halen, binlerce çam ağacı, yeşil alanı
ve yollarıyla, ailelerin rahatlıkla oturabileceği bir mekan
halindedir.
MEYDAN ANITI: Yeri, Sandıklı Askerlik Şubesinin öndür.
1930 yılında yıkılmıştır. Birbiri ile güreş tutan ancak akşama
kadar birbirini yenemeyen iki yiğidin güreş sonunda ölümleri
üzerine anılarına dikilen anıttır.
YAKA MEZARLIĞI: Yeri, Muradin Camiinin üst tarafından
Sandıklı Semt Pazarına doğru gidilen yolun üzerindeki
yamaçlardır. Bu mezarlıklar, yerlerine binaların yapılması
sebebiyle yok olmuştur.
HACI KÖYÜ: Yeri, eski Sandıklı Afyon Yolu üzerinde halen
Sandıklı Zirai Donatım Kurumunun bulunduğu yerdir. Daha önce
Sandıklı’nın ilk mezar yeri olduğu için Garipler Mezarlığı
olarak bilinen bu yere, bilahare hacıların uğurlandığı yer
olduğundan Hacı Köyü adı verilmiştir. Şimdi ise yerleşim alanı
olmuştur.
ULU CAMİİ: İlk önce sıradan bir mescit olarak 1278
yılında yapılan bilahare minare ve minber konularak cami haline
getirilen Ulu Camiinin onarımı sırasında iç kapının yan
tarafına konulan kitabede ; Camiinin ünlü beylerden
(sultanlardan) Bahaeddin Ömer Bin Alaeddin (Alaaddin
Keykubat’ın oğlu Ömer Sultan) tarafından Naib’in kölesi mimar
Aydemir’e yaptırılarak Hicri 780 senei Zilhicce ayının 6. ncı
Cumartesi günü (Miladi 1379 senesi Mart ayının 26. günü)
ibadete açıldığı yazılmaktadır. Germiyanlılara hizmet eden
Alaeddin’in oğlu Bahaeddin Ömer Sandıklı’da su başı iken bu
camii yapılmış, ara ara onarılmış ve eklemeler yapılmıştır.
Mevcut camiiye halkın yardımı ile bilahare eklenen minarenin
giriş kapısı üzerindeki kitabede de; minarenin yapımına Hicri
933 (Miladi 1526) yılında Abdullah ve Hasan Oğlu Ali eliyle
başlanıldığı yazılmaktadır. Aynı dönemlerde Ece Mahallesindeki
Hamamönü Camii yanındaki Küçük Hamam ile Hüdai Kaplıcalarındaki
Kükürtlü Havuzu da inşa edilmiştir.
|
HAMAM ÖNÜ CAMİİ: Kitabesi bulunamayan camii, mütevellisi
Hacı Ariflerden Hacı Ahmet Efendi tarafından bildirildiğine
göre 140 yıl önce yapılmış ve 85 yıl önce de tamir edilmiştir.
Kerpiç ve bağdadi duvarlı Camiinin yegane özelliği ahşap
tavanlı ve düz toprak damlı oluşudur. Hacı Arif Efendiler
vakfından olan camii adını, önünde bulunan ve aynı vakfa ait
olan hamamdan almaktadır. Merkez Hamamönü Camiinin yapılışı
arşiv kayıtlarında Miladi 1340 olarak geçmektedir.
KEÇİ (KEÇE) CAMİİ: Camii Mehmet Bin Cafer ismindeki bir
zat tarafından 1574 yılında yaptırılmıştır. (Cumhuriyet
döneminde yeniden inşaa edilen camiideki kitabe önceki binaya
aittir.)
Camiinin adının keçeci (Keçe) kelimesinden geldiği söylenmekte
fakat Ulu (Büyük)
Kiçi (Küçük) manasına geldiğinden camiimizin adı Keçi camii
olarak anılmaktadır.
MURADIM CAMİİ: Camii, Hamam Önü Camisi gibi dikdörtgen
planda ve ahşap tavanlıdır. Hamam Önü Camiine göre daha basit
ve sanat değeri olmayan bir yapıdır.
CEZAYİR CAMİİ: Cezayir’den 1850 yılından sonra göç edip
Sandıklı’ya yerleşenler tarafından yapılmıştır. Camiinin yapımı
için gereken para Cezayir’den Hasan Bin Ali tarafından
gönderildiği için camiye Cezayir adı verilmiştir. Camii ibadete
açıktır.
MESCİT CAMİİ (Malak Camii): Halen ibadete açık olan
Camiinin ön kısmında bir Kurban Bayramı namazı öncesinde
hasımları tarafından 1900 yılında öldürülen adamın etinin
manda-malak eti olarak halka dağıtıldığı ve bunun sonradan
insan eti olduğunun anlaşıldığı rivayet edilmektedir. Bu
nedenle Camiinin ön kısmı katil yeri olarak kabul edilmiş ve bu
yer namaz kılınamaz yer olarak değerlendirildiğinden mevcut
camii biraz geriden yapılmıştır.
DEDELER CAMİİ: Yeri, daha önce Kasap Hali olan ve
yıkılıp yerine yeni bir Belediye İşhanı yapılmakta olan yerin
karşısıdır. Bu yere giden yol bu nedenle “ Dedeler Camii
Aralığı “ olarak anılmaktadır. Camii 1950 yılında önce yıkılmış
olup yeri arsa halindedir.
Diğer tarihi camilerimiz ise, Havai, Yeşildirek ve Zeynep
(Kubbeli) camilerdir.
Sandıklı ilçe merkezinde halen:
Havai Camii, Hamamönü Camii, Şaloğlu Camii, Zeynep (Kubbeli)
Camii, Çolak Mescit Camii, Muradım Camii, Kabak Camii, Ulu
Camii, Keçi (Yeni) Camii, Topeşe Camii, Çavuş Camii, Yeşil
Direk Mescidi, Cezayir Camii, Dedeli Pınar Camii, Şirin Evler
Camii, İstasyon Camii, Sığır Eğliği Camii (Müstecep), Gülbahçe
Camii, Kevser Camii, Gülbahçe Altı Camii , Güven Camii, İmaret
Camii, Kadıoğlu Camii, Mevlana Camii, Eski Sanayi Camii, Yeni
Sanayi Camii, Bahçelievler Camii, Fatih Ulupınar Camii, Yunus
Emre Eski Camii, Yunus Emre Yeni Camii, Kırkpnar Camii, Hacıköy
Camii, Kaplıca Camii, olmak üzere 34 adet camii ve mescit
bulunmaktadır.
Bu camii ve mescitlerde 25 imam, 21 müezzin görev yapmaktadır.
Sandıklı’da halen (1) Erkek Kur’an Kursu ile (4) Kız Kur’an
Kursunda 115 öğrenci eğitim ve öğretim görmektedir.
|
Sandıklı Alimleri ise:
ABDULHALİM MOLLA: Şeyh Nasuhi Efendinin oğlu olan
Abdulhalim Molla Sandıklı’da doğmuş 17. yüzyılın ünlü
yazarlarındandır. Tahsilini İstanbul’da tamamlamış Ayasofya
Medresesinde öğretmenlik yapmış ve Şam Mollalığı görevini
yürütmüştür. Zamanla devrinin en güçlü alimleri arasına girmiş,
tefsir, fıkıh, mesani, beyan, nahiv, usul-ü fıkıh ilimlerinde
ihtisas kazanmış ve bu konularda fevkalade eserler yazmıştır.
Bu eserler uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak
okutulmuştur. Şam’daki devlet görevinden İstanbul’a döndükten
bir süre sonra 1678 yılında ölmüştür. Mezarı, Edirne Kapı
Mezarlığındadır.
ŞEYH HASAN EFENDİ: Hicri 1271 yılında Sandıklı’da
doğmuş, Hacı Aşık Efendiden ilim öğrenmiş ve Nakşibendi Şeyhi
Osman Zühtü Efendiden icazet almıştır. Sandıklı’da nakşi
şeyhiliği yaptıktan sonra hicri 1332 yılında ölmüştür.
Sandıklı’nın yetiştirdiği siyaset adamlarından Hasan Dinçer’in
dedesidir.
ŞEYH EMİN EFENDİ: Şeyh Hasan Efendinin oğludur. Hicri
1295 yılında Sandıklı’da doğmuş, 1937 yılında da vefat
etmiştir. 1920 yılında Yunan Komutanına “ Zalim, vahşi Yunan “
diye bağırmıştır.
KİTABELER
KALE KİTABESİ (1324)
Sandıklı’nın Çavuş Çeşmesi üzerinde iki parçadan ibaret önemli
bir kitabedir. Kitabe taşı uzun ve tek parça ise de sonradan
kırılmıştır. Bu iki parçanın bir kısmı çeşmenin sağ tarafına
diğer kısmı sol tarafına dikine konulmuştur. Önce kaleye ait
iken sonradan buraya konmuş olan kitabenin yazısı sülüs olup
iki satırdır. Kitabe iki taş birleştirildiğinde anlam
bütünlüğüne kavuşmakta, bir kelime ise okunamaz durumdadır.
Kitabeden anlaşıldığına göre kaleyi Çeleb-i Azam lakabıyla
anılan Germiyan Sultan zamanında tanınmış beylerden Hüsamettin
Yakup Bin Umur bey 1324 yılında yaptırmıştır. Bu tarihte
Germiyan Sultanı Yakub Bin Alişir idi.
Yakup Bin Alişir eldeki bilgilere göre 3. Alaattin Keykubat’ın
beylerindendir. Germiyanğulları 2. Gıyaseddin Mesut zamanında
Selçuklu’lulara karşı koyarak mücadele etmişler bazen de galip
gelmişlerdir. Germiyanlılarda ilk müstakil emir Yakup Bin
Alişir’dir. Alaşehir’i muhasara ettiği esnada Katalanlar’a
mağlup olmuş ve Katalanlar tarihinde Germiyan Aliziras adı
verilmiştir.
Bütün bunlardan hareketle kitabenin konuluş tarihi 1324
tarihinde kitabede ismi yazılmayarak Sultanü’l-Germiyaniye
Çeleb-i Azam lakabıyla anılan kişi Yakup Bin Alişir’dir.
Kitabede adı geçen büyük Sultan Hüsamettin Yakup Bey, 1411
tarihli Kütahya’daki vakfiyesinden anlaşıldığına göre Umur
Bey’un oğludur. Bu Vakfiyede Umur Bey’in Sandıklı’da mülkleri
olduğunu da anlatılır. |
|
|
|